HAYYAM RUBAİLERİ - 221 - 240    
221.  
Gönül dedi: Ben neyim ki, bir damla sadece;  
Ben nerde, görmediğim koca deniz nerde!  
Böyle diyen gönül denize kavuşunca  
Baktı kendinden başka şey yok görünürde.  
222.  
Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim;  
Gönül tatlı diline tutkun, neyleyim;  
Can da, gönül de sır incileriyle dolu:  
Ama dile kilit vurmuşsun, neyleyim.  
223.  
En doğrusu, dosta düşmana iyilik etmen;  
İyilik seven kötülük edemez zaten.  
Dostuna kötülük ettin mi düşmanın olur:  
Düşmanınsa dostun olur iyilik edersen.  
224.  
O kızıl yakutun madeni, başka maden;  
O eşsiz incinin sedefi, başka sedef;  
Aklın buldukları kuruntu, dedi kodu:  
Bizim aşk efsanemizin dili, başka dil.  
225.  
Meyhanede abdest şarapla alınır ancak;  
Mümkün mü kara yazıyı aka çevirmek?  
Perdemiz öylesine yırtılmış ki bizim,  
Onarılmaz artık ne kadar yamasak.  
226.  
Hem sana el değdirmeğe elim varmaz,  
Hem sensiz aldığım nefes, nefes olmaz:  
Bir garip dert bu, kimseye de açılmaz:  
Bir zehir zakkum ki tadına da doyulmaz.  
227.  
Sır saklamasını bilirsen Hayyam söyler  
İnsanoğlu nedir, ne yapar, ne eder:  
Dert çamuruyla yoğrulup gelir  dünyaya  
Yer içer, karın doyurur ve çeker gider.  
228.  
Putların, Kabenin istediği: Kölelik;  
Çanların, ezanın dilediği: Kölelik;  
Mihraptı, kiliseydi, tespihti, salipti  
Nedir hepsinin özlediği? Kölelik.  
229.  
Benim canım hep şarabın izindedir,  
Kulağım ney ve rubap sesindedir.  
Toprağımdan desti yaparlarsa benim  
O desti şarap doldurulmak içindir.  
230.  
Sen nesin, varlık nedir, nerden bileceksin?  
Dünyan esen yel üstüne kurulmuş  senin.  
İki yokluk arasında bir varlık seninki:  
Hiçlik ne varsa çevrende, sen de bir hiçsin.  
231.  
Gül yanaklı sevgiliyi saramaz insan  
Yüreğine diken batmadan, vurulmadan.   
Kim bir güzelin saçına dokunabilmiş  
Tarak gibi diş diş, didik didik olmadan?  
232.  
Kadeh bir bedendir, içinde can var can;  
Candır kadehin bedeninde camlaşan.  
Donmuş sudan ateş süzülür sanki:  
Erimiş yakut, gönül sırçasından  
233.  
Kul olup o güzele birden,  
Koptuk her bağdan, her tövbeden:  
Herkes koyu müslüman döner  
Biz putperest döndük Kabeden.  
234.  
Meyhanede kendini bilenler bulunur;  
Bilmeyeni ayırmak da kolay olur.  
Yıkılsın bilgisizlik yuvası medrese:  
Oradan kendini bilip de çıkan hiç yoktur.  
235.  
Uğrunda dertlere düştüğüm sevgili  
Bir başkasına tutulmuş, o da dertli;  
Derdimin dermanı kendi derdinde:  
Hekim hasta olunca kime gitmeli?  
236.  
Gece, gül bahçesinde, ararken seni,  
Gülden gelen kokun sarhoş etti beni;  
Seni anlatmaya başlayınca güle  
Baktım kuşlar da dinliyor hikayemi.  
237.  
Güçlü olduğuna inandırdın beni;  
Bol bol da verdin bana vereceklerini.  
Yüz yıl günah işleyip bilmek isterim:  
Günahlar mı sonsuz, senin rahmetin mi?  
238.  
Hem aklın mutluluk peşinde senin,  
Hem söylerim, söylerim dinlemezsin;  
Aldığın her nefesin kadrini bil  
Ot değilsin ki kesildikçe  bitesin.  
  239.  
Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari;  
Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri;  
Şarap içmem diye övünüyorsun, ama,  
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?  
240.  
Ben bugün beden kafesinde mahpusum;  
Yol olma özlemiyle sarhoş olmuşum;  
Varlığın ayıbından kurtarırsa beni  
Yoksulluğun kulu, kölesi olurum.