HAYYAM RUBAİLERİ - 81 - 100    
81.  
Ramazan ayı bu yıl da geldi yine;  
Vurdu bukağıyı aklın bileğine;  
Tanrım bu halka bir gaflet ver de bari  
Ramazanı Şevval sansınlar bu sene.  
82.  
Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma;  
Çıkma kendinden dışarı, serseri olma;  
Kendi içine sefer et erenler gibi:  
Sen görenlerdensin, dünya  seyrine dalma. 
83.  
Duru sudan daha temizdir benim sevgim;  
Sevgiyle bu oynayış da hakkımdır benim;  
Halden hale girer başkalarında sevgi:  
Neyse hep odur benim sevgim ve sevgilim.  
84.  
Dünya padişahın, kayserin, hakanın olsun;  
Cehennem kötünün, cennet iyinin olsun;  
Tesbih meleklerin olsun, temizlik Rızvan' ın:  
Sevgili bizim olsun, canı canımız olsun.  
85.  
Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;  
Şimdi: Çekil önümden, diye ferman edersin;  
Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez;  
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin?  
86.  
Şarap iç adın silinip gitmeden dünyadan;  
Şarap kasveti, karanlığı giderir candan;  
Güzellerin saçını çözüp dağıtmaya bak  
Neylesin, netsin bu can, kıble mi değiştirsin?  
87.  
Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden,  
Ne dine, edebe aykırı gitmemizden;  
Bir an geçmek istiyoruz kendimizden:  
İçip içip sarhoş olmamız bu yüzden.  
88.  
Biliyorum varlığın, yokluğun dış yüzünü;  
Yükselmenin de alçalmanın da içyüzünü;  
Ne çıkar öte yanını da bilsem feleğin:  
Bezmişim bilgiden, atmışım her türlüsünü    
89.  
Baharlar yazlar gider, kara kış gelir;  
Varlığın yaprakları dürülür bir bir;  
Şarap iç, gam yeme; bak ne demiş bilge:  
Dünya dertleri zehir, şarap panzehir.  
90.  
Gülün yüzünde çiy tanesi nevruzun ne hoş;  
Yeşillikte canı aydınlatan yüzün ne hoş;  
Geçmiş gitmiş gün üstüne ne söylesen boş:  
Bırak dünü, hoş et gönlünü, bak bugün ne hoş.  
91.  
Bilgisizliğimi sundum durdum aleme;  
Bir yoksulluk karanlığı çöktü gönlüme;  
Utandım günahımdan, müslümanlığımdan:  
Bundan böyle zünnar takacağım belime.  
92.  
Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz;  
Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz;  
Yarın yel savuracak toprağımızı:  
İçelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz.  
93.  
Bahtımın kökü yeşerip dal budak da verse  
Eğretidir bu ömür diye giydiğin elbise;  
Mıhlar gevşek bir gölgeliktir beden çadır,  
Pek dayanma sakın ne kadar sağlam da görünse.  
94.  
Ben de geçtim gittim bu zulüm yurdundan,  
Elimde yelden başka bir şey kalmadan;  
Ama var mı, ölümüme sevinip de  
Ecelin şaşmaz tuzağından kurtulan? 
95.  
Orucumu yiyorsam ramazanda  
Mübarek aydan habersizim sanma:  
Çileden gece oluyor da gündüzüm  
Sahura kalkıyorum gün ortasında.  
96.  
Yılan gibi taşa girsen de, Saki,  
Sızar ecelin suyu bulur seni;  
Bu dünya toprak, Saki, türkü söyle;  
bu soluk bir yel, şarap ver, Saki.  
97.  
Gönül Bijen ' i kuyu gibi gam zindanında;  
Akıl Sührab 'ı ölmüş derdinin sayvanında;  
Dünya Siyavuş 'unun öcünü almak için  
Gam, Rüstem 'in Turan gibi gönlünü talanda.  
98.  
Ey yanağı ağustos gülünü bastıran;  
Ey yüzü Çin güzellerini kıskandıran;  
Bakışı Babil şahını büyüde yenip  
Elinde at, fil, ruh, ferz, baydak bırakmayan. 
  99.  
Elimde olsa dünyayı küçümserdim;  
İyisine de kötüsüne de yuf çekerdim;  
Daha doğrusu bu aşağılık yere  
Ne gelirdim, ne yaşardım, ne ölürdüm.  
100.  
Şarap iç, bire birdir derde tasaya;  
Ne bu dünya kalır, ne öteki dünya.  
Ne serin ateştir o, ne can dolu su:  
Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda.